Nafaka Alacaklarında Zamanaşımı

Nafaka alacağı ile ilgili en sık sorulan sorulardan biri de  çeşitli sebepler ile ödenmeyen nafaka borcunun ne zaman zamanaşımına uğradığı ile ilgilidir. Bu soru hem alacaklı hem borçlu açısından önemlidir. Alacaklı açısından talep edilebilecek yani zamanaşımına uğramamış miktarın tespiti hem zamandan hem de masraftan kurtarır. Borçlu açısından ise hukuken eksik borç halini almış olan bir borcu ödemek zorunda kalmaz.

Bununla ilgili Yargıtay çok yerinde ve önemli kararlar vermiştir. Kural olarak ilama bağlı borçlarda zamanaşımı Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesine göre 10 yıldır. Fakat nafaka alacaklarının durumu istisnalardan biridir. Nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk eder. Bundan dolayı takip tarihinden geriye doğru 10 yıl önce işlemiş nafaka alacakları zamanaşımına uğramış olur. Bir başka deyiş ile talep edilebilecek alacak takip tarihine kadar olan 10 yıl işlemiş nafaka alacaklarıdır.

 Yargıtay Kararı :

YARGITAY 8. HD. 2015/16185 E. ,2017/17265 K. 

KARAR

Borçlu vekili, takip dayanağı ilamın zamanaşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, boşanmaya ilişkin hükmün 06.05.2002 tarihinde kesinleştiği, takibin ise 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 03.06.2014 tarihinde başlatıldığı gerekçesi ile takibin zamanaşımı nedeniyle talikine karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesine göre, borç bir mahkeme kararına bağlanmış ise zamanaşımı süresi 10 yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın çocukların reşit oldukları tarihe kadar istenebileceği (28.7.1987 doğumlu … için; 3.6.2004 – 28.7.2005 tarihleri arası, 23.01.1992 doğumlu …. için ise 3.6.2004-23.1.2010 tarihleri arasında istenebileceği) gözetilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi